Zaman, sen ne tuhaf şeysin:) Parmaklarımın arasından kayıp gidiyorsun, ben sana dur diyemiyorum. Hoş, desem ne olacak ki? Duracak mısın? O kadar hızlısın ki, sana yetişemiyorum. Planlar yapıyorum, listeler yapıyorum, yarısına bile gelemeden bir bakmışım sen geçip gitmişsin. Daha dün gibi geliyor 22 olduğum günler, ne çabuk 32 oldum anlamadım gitti, 42'de de sanırım 32'yi öve öve bitiremeyeceğim:)) Alacağın olsun senin "zaman" diyeceğim, komik olacak, sen zaten çoktaaannn alıp gidiyorsun...
32. yaş günüm erkenden kutlandı, tüm ailem, sevdiklerim yanımdaydı, yanımda olamayanlarsa kalbimde:) "Kutlanacak neyi var yeeaaaa her yıl bir yaş daha yaşlanmanın" desem de, ben gene de yaklaştıkça doğum günüm, beklenti içersine giriyormuşum be blog!! İçten içe çok memnun oluyormuşum, hatırlandığımı görmekten, sevildiğimi, önemsendiğimi daha da bir hissetmekten..."Yaaa ne gereği vardıııııı"ların arkasında aslında "unutmamışlar, çok mes'udum"lar yatıyormuş:))) Yaklaştıkça doğum günüm umursamaz tavrımın altında aslında "acaba hatırlayacaklar mı" merakı varmış:))
Pastamdaki mumları 26'sında (30'u hafta içine denk geldiği için) süpriz doğum günü partisiyle üfledim :)) Bursa'da, doğduğum ve büyüdüğüm şehirde, kendi ailem, eşimin ailesi, dayılar, teyzeler, kuzenler, kısacası sevdiklerimle hep beraber bütün hafta sonu... Bir dilek tut üflemeden dediler, ne dileyeyim diye düşündüm, herşeye sahibim şu hayatta, harika insanlar var hayatımda, dedim ki madem herşeye sahibim, o zaman mutluluğumuzun ve birlikteliğimizin daimi olmasını ve hep artarak çoğalmasını ve çoğalmayı diledim, mutluluk ve sağlıkla. Çoğu zaman düşünüyorum da, hayatta şanssız olmaktan yakınırdım hep, ama ben var ya bennn, bu dünyadaki en şanslılardan biriyim, bu da bir gerçek:))